Tüp ve yumurta bozukluğu nedir? Yumurtlama, üreme çağında olan kadınların vücutlarının en temel işlevlerinden biridir. Anovulasyon yani yumurtlamanın olmamasıkadınlarda sık rastlanan bir problemdir ve karşımıza adet görememe, çoğunlukla gecikme şeklinde olan adet düzensizliği, tüylenme artışı ve en son olarak da bebek sahibi olamama, yani kısırlık ile çıkmaktadır. Kısırlığın en önemli veen sık sebeplerinden biridir. Yumurtlamanın olmaması sadece adet görmeme veya çocuk sahibi olamama riski olarak değerlendirilmemeli, ileride oluşabilecek sorunlar açısından mutlaka tedavi edilmelidir.

Yumurtlama olmaması tedavi edilmez ise ne gibi sonuçlar doğurur?

Kısırlık, disfonksiyonel uterin kanamaya kadar değişenadetdüzensizlikleri , tüylenme artışı, saçlarda dökülme, akne (sivilceler), içi kalınlaşması, rahim kanseri, artmış meme kanseri riski, artmış kalp-damarhastalığı, tansiyon ve sonunda da artan glukoz intoleransı ve şeker hastalığı şmaktadır.

Yumurtlama günleri nasıl tespit edilir?

Ovulasyonun , yani yumurtlamanın değerlendirilmesi için başvurulan temel testler; Vücut ısı takibi, progesteron ölçümü, idrar LH kitleri (clear blue gibi), fern testi, spinnberkeit testi, endometrial biyopsinin değerlendirilmesidir ve en güvenilir yöntemlerden biri olan ultrasonografi ile yumurta folikülünün çatlayıp çatlamadığının belirli aralıklarla takip edilmesidir.
Vücut ısı takibi: Genel olarak düzenli 28-30 günde bir adet gören bayanlarda yumurtlama adetin 14-15. günlerinde oluşur. Yumurtlama sonrası kanda progesteron hormonu artar. Bu hormon vücut ısı merkezi olan beyindeki hipotalamusu etkileyerek vücut ısısının yaklaşık olarak yarım derece artmasına neden olur. Günlük sabah saatlerinde ölçülüp takip kağıdına kaydedilen vücut ısında artış olması yumurtlamanın olduğunun göstergesidir. Ancak takibi zor ve güvenilirliği de çok yüksek değildir.
Progesteron Hormonu Ölçümü: Progesteron hormonu yumurtlama olduktan sonra salgılanan bir hormondur ve adet döngüsünün genellikle 21. gününde kanda yapılan ölçüm belli bir seviyenin üzerinde saptandığında bu yumurtlama olduğunun kesin göstergesidir. Yumurtlama anından yaklaşık olarak 7 gün sonra bakılması bu testi de ideal bir test olmaktan uzaklaştırmaktadır.
İdrar LH Kitleri: LH (luteinize edici hormon) yumurtlamaya yakın bir dönemde keskin bir artış gösteren sonra birden seviyesi yine keskin bir şekilde azalan bir hormondur. Kandaki bu değişiklikler idrara da yansır ve idrar seviyelerini belirleyen LH kiti adı verilen test çubuklarının bu değişiklikleri göstermesi yumurtlama olduğuna dair önemli bulgular verir. Ülkemizde de eczanelerde bulunan bu LH kitleri kadın tarafından da kolaylıkla kullanılabilirler. Gebe kalma şansının en yüksek olduğu 2 günü bu test kitleri ile %99 güvenilirlikle saptamak mümkündür.
Fern Testi: Yumurtlama olduğunda rahimağzı salgısında mikroskop görünümü bir eğreltiotu manzarası oluşur. Bu zahmetli ve sürekli jinekolojik muayene gerektirdiğinden günümüzde uygulanmayan bir yöntemdir.
Spinnbarkeit Testi: Yumurtlama olduğunda rahimağzı salgısı uzama özelliği kazanır. Iki parmak arasına alındığında bu salgı hiç kopmadan 8-10 cm kadar uzar. Zahmetli bir testtir ve günümüzde pek uygulanmayan bir yöntemdir.
Folikülometri, ultrasonografi ile yumurtlamanın takibi: Folikül, yumurtlamanın gerçekleşeceği yumurtalıkta adet döngüsünün başlangıcından itibaren büyüyen ve belli bir çapa ulaştığında çatlayarak içindeki yumurta hücresini serbest bırakan içi sıvı dolu keseciktir. Folikülometri, veya diğer adıyla folikül takibi, adet süresince bu değişikliklerin ultrasonografi yardımıyla takibinin sağlanmasıdır. Adetin başında yumurtalıklardan birinde belirmeye başlayan folikül gün geçtikçe büyür ve bu büyüme takip edilir. Genellikle 18-20 mm çapa ulaştıktan sonra, hekim olgunlaştırıcı (halk arasındaki adıyla çatlatma) iğnesini yapar. Çoğunlukla da kendiliğinden olan yumurtlamadan sonra bu folikülün çapının küçüldüğü, büzüştüğü ve “söndüğü” gözlenir. İçindeki sıvı ise bu aşamada rahim arkasında serbest sıvı olarak gözlemlenir. Bu değişiklikler yumurtlama olduğuna dair kesin bir bulgu olarak kabul edilebilir. Çatlatma iğnesi yapıldığı saatten 36 saat sonra da genellikle aşılam yapılır veya beraberlik önerilir.

Polipler kısırlığa yol açabilir mi?

Rahim içinde bazen endometriyal dokunun (rahim içi yatak dokusunun) kalınlaşmasıyla oluşan et beni tarzındaki yapılara polip denir. Her ne kadar küçük poliplerin herhangi bir şikayete yol açmayacağı söylense de genel olarak polipi olan hastada kanama düzensizlikleri, aşırı kanama ve büyük poliplerde kısırlık önemli belirtiler olarak karşımıza çıkar.  Rahim iç yapısını, mikroçevreyi bozdukları ve embryonun gelip rahim içine yerleşmesine engel oldukları için polipler gebe kalmama nedeni olabilirler. Polip tanısı genellikle ultrasopnografik müdahale ile konulur. Rahim içine çok az bir miktar steril su vermekle ultrasonografinin güvenilirliği artar. Tanıda altın standart histeroskopidir.
Eskiden poliplerin tedavisinde küretaj işlemi uygulanmaktaydı. Ancak şu an tedavide de altın standart Histeroskopidir. Histeroskopi ile çoğu her zaman polipin sapı da traşlanıp temizlenir ve böylece tekrar çıkmasının önüne geçilir.  Kısırlık yakınması veya tekrarlayan düşükleri olan bir bayanda tedavi öncesi polipler histeroskopik olarak alınmalıdır.