Subkoryonik hematom gebelik döneminde yaşanan ve ultrasonda en sık karşılaşılan patolojilerden biridir. Hamilelik döneminde hafif lekelenme şeklinde olabilen yerleşme kanaması dışında hiçbir kanama normal kabul edilmez. Fakat gebeliklerin yaklaşık olarak % 25’i ile % 50’si arasında değişen oranlarda kanama sorunu yaşanıyor.

Kanama ile kendini belli eden problemlerden biri de subkoryonik hematom oluyor. Gebelik kesesi ile rahim duvarı arasında meydana gelen bir problemden kaynaklı olan kan birikmesi şeklinde açıklanabilecek olan bu rahatsızlık ‘subkoryonik kanama’ olarak da adlandırılabiliyor. Elbette gebelikte kanama olması durumunda zaman kaybetmeden gebelik takibini yapan doktora başvurulmalı ve kanamaya dair bilgi verilmelidir. Kanamanın neden meydana geldiği ya da risklerin neler olduğu gibi soruları da yanıtlayacağız. Ancak öncesinde bulguları hep birlikte gözden geçirelim.

Bulguları Nelerdir?

Anne adayları subkoryonik hematom bulgularının neler olduğunu da net bir şekilde bilmek isteyebilir. Ancak bu rahatsızlığın genellikle herhangi bir bulgu vermediğini de belirtmemiz gerekiyor. Sadece vajinadan lekelenme şeklinde ya da damlama şeklinde kanama olması, anne adayı tarafından anlaşılabilen bir bulgudur. Bu kanamaya yol açan unsur ise gebelik zarı ile rahim arasında birikim yapan kanın bir süre sonrasında vajinadan sızmaya başlamasıdır. Kanama şikayeti ile doktora başvuran kadınların büyük bölümünde bu rahatsızlık saptanıyor.

Kanama dışında ağrı, sızı, kramp ya da ateşlenme gibi farklı semptomlar ortaya çıkmaz. Dolayısıyla bulgu olarak ifade edilebilecek tek unsur kanamadır. Yapılan ultrason görüntülemesi ile durum kolaylıkla saptanabilir. Anne adayları kanama başladığında çoğunlukla düşük yaptığını ya da enfeksiyon gibi farklı bir sorun yaşadığını düşünüyor. Burada önemli olan en kısa zamanda doktora başvurmaktır. Gebelik döneminde meydana gelen her kanama tıbbi anlamda önem taşır ve erken tanı da önemli olduğundan bir an önce doktora başvurulmalıdır.

Riskleri Nelerdir?

Elbette subkoryonik hematom bir risk tablosunun ortaya çıkmasına yol açıyor. Ancak tanı konan her anne adayı için bu risklerin gerçekleşeceğinden de söz edemeyiz. Öncelikle bu kanamanın çoğu zaman herhangi bir probleme yol açmadan kendiliğinden kaybolduğunu belirtmemiz gerekiyor. Bu süreçte mutlaka doktor takibinin yapılması da gerekiyor. Dolayısıyla kanamaya derhal müdahale edilmesi gerektiğini belirtemeyiz. Kimi zaman da bu kanamadan kaynaklı olarak gebelik zarı rahim duvarından kısmen de olsa ayrılıyor ve bu durumda maalesef düşük riski ortaya çıkıyor.

Hangi durumlarda riskin gerçekleşme olasılığının daha yüksek olduğu da merak edilebilir. Bu noktada dikkate alınan faktörler anne adayının yaşı ve hematomun büyüklüğü oluyor. Bu iki unsurun riskler üzerinde de etkili olduğu biliniyor. Yapılan incelemelerde gebelik kesesinin % 30 ile % 40’ının rahim duvarından ayrılması durumunda düşük riskinin çok daha fazla artığını ortaya koyuyor.

Aynı zamanda subkoryonik hematom ebatlarının da önem taşıdığına değinmek gerekir. Hematom çapının, gebelik kesesi çapından % 50 oranında daha büyük olması durumunda hematomun büyüklüğünden söz edilebilir. Şayet hematom çapı gebelik kesesi çapından % 20 dolaylarında daha büyükse bu durumda orta büyüklük söz konusudur. % 20’den daha küçük olması ise hematomun küçük olduğunu gösterir.

Bir anlamda hematomun çapı büyüdükçe düşük riski de buna bağlı olarak artar diyebiliriz. Aynı zamanda hematomun büyük olması ya da kan mevcudiyetinin 50 mililitreden daha fazla olması durumunda riskler daha da ciddi bir boyut kazanır. Hamileliğin ilerleyen haftaları daha da önemlidir çünkü bu dönemlerde kanamanın plasentanın arka kısmına doğru olması erken doğum ile ölü doğum riskinin belirgin düzeyde artmasına yol açar.

Bilginiz olsun –> https://www.saithalil.com/plasenta-previa/

Nasıl Tedavi Edilir?

Tanı konduğunda anne adaylarının ilk olarak merak ettiği unsur subkoryonik hematom tedavisi oluyor. Ancak bu rahatsızlığın yani kanamanın bir tedavi prosedürünün olmadığını belirtmemiz gerekir. Sadece bazı yaşamsal değişiklikler yapılması gerekir. Elbette bu süre boyunca hematomların doktorunuz tarafından takip edilmesi de önem taşıyor.

Çoğu zaman 1 hafta ile 2 hafta içerisinde değişen bir sürede söz konusu problem ortadan kalkar. Bu süre zarfında sıklıkla ultrason kontrolünün yapılmasına ihtiyaç olacaktır. Bununla birlikte anne adayı ile bebeğin kalp atışlarının değerlendirilmesi de önem taşıyan unsurlar arasında bulunuyor.

Doktorunuz hematomun büyüklüğü, genel sağlık durumunuz ve kanamanın oranı gibi çeşitli unsurları göz önünde bulundurarak bazı kısıtlamalar getirebilir. Şayet düşük riski ortaya çıktıysa progesteron gibi hormon içerikli bir tedavinin uygulanması da gündeme gelebilir. Bu dönemde getirilen kısıtlamalara şu örnekleri verebiliriz:

  • Yatak istirahati
  • Uzun süre ayakta kalmamak
  • Vücudu zorlayan tüm hareketlerden kaçınmak
  • Cinsel perhiz uygulamak
  • Egzersiz ve spor yapmamak

Gebelik Kesesinde Kanama Neden Olur?

Günümüzde tıp teknolojisi her ne kadar çok fazla ilerlemiş olsa da vücutta meydana gelen bazı değişimlerin ve rahatsızlıkların nedeni tam olarak bilinemiyor. Sebebi net olarak bilinemeyen durumlar arasında subkoryonik hematom da bulunuyor. Gebelik kesesinde meydana gelen kanamalar üzerine yapılan pek çok araştırma bu sorununun nedeninin tam olarak belirlenmesini sağlayamadı.

Dolayısıyla subkoryonik hematom nedenine dair net bir sebep listesinden de söz edilemiyor. Sadece kanamanın nedeninin rahmin yanında, astarında ya da plasentanın altına kan birikmesi ve bu kanın da vajinadan sızması olduğu biliniyor. Kan birikmesine yol açan faktör ya da faktörlerin neler olduğu sorusunun yanıtı ise henüz bilinemiyor.

İlginizi çekebilir –> https://www.saithalil.com/hamilelikte-seyahat-etmek/

Subkoryonik Hematomun Belirtileri Neler?

Maalesef subkoryonik hematom anne adayı tarafından anlaşılabilecek net bir bulgu ortaya koymaz ve bu nedenle belirtilerden söz etmek de mümkün olmaz. Zira anne adayları kanama olduğunda bir terslik olduğundan şüpheleniyor. En kısa zamanda kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarına başvurduklarında ultrason ile bir muayene ve değerlendirme yapılıyor. Bu sayede hematomun varlığı belirleniyor ve dolayısıyla kanamanın nedeni de anlaşılıyor. Ancak bunun dışında herhangi bir belirti vermediğinden anne adaylarının dikkate alması gereken tek unsur kanama oluyor.

Gebelik döneminde meydana gelen kanamanın tek nedeninin hematom olmadığını belirtmeliyiz. Zira kanama durumunda anne adaylarının en kısa sürede doktoruna bilgi vermesi bu yüzden önem taşıyor. Pek çok farklı unsur ya da beklenmedik durumlar da kanamaya yol açabildiğinden öncelikle kanamanın nedeninin anlaşılması gerekir. Özellikle hamileliğin ilk haftalarında meydana gelen kanamalar düşük belirtisi de olabildiğinden derhal müdahale edilmesi gerekir. Bu nedenle kanama sorunu hafif lekelenme şeklinde olsa bile her anne adayı tarafından ciddiye alınmalıdır.

Gebelikte Hematom Geçer Mi?

% 100 şeklinde kesin bir bilgi verilemiyor olsa da subkoryonik hematom çoğunlukla kendiliğinden geçer. Ancak kendiliğinden geçiyor olması nedeniyle bu durumu ciddiye almamak da yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Çünkü kanamanın başladığı günden itibaren bebeğin ve anne adayının kalp atışlarının dinlenmesi, kanama durumunun ultrasonla gözlemlenmesi gerekir.

Dolayısıyla bu süreçte doktorunuzun belirlediği sıklıkta kontrole gidilmesi hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı bakımından çok büyük bir önem taşıyor. Kanama olduğunda doktorunuza bilgi vermelisiniz. Böylelikle gebelik takibini yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, kontrol periyodunu belirleyerek tarafınıza iletecektir. Konuyla ilgili tüm sorularınızı hemen yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Okumanızı öneririz:
https://www.saithalil.com/nst-non-stress-test/