Sezaryen doğum anne adayının ya da bebeğin sağlığı dikkate alınarak gerçekleştirilen doğum yöntemlerinden biridir. Karın bölgesine ve rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnındaki çıkarılması prosedürü ile gerçekleştirilen bu doğum yöntemi kimi zaman vajinal doğum esnasında karşılaşılan bir problem nedeniyle de tercih edilebiliyor.

Bazen de anne adayının ya da bebeğin sağlığını sıkıntıya sokacak bazı problemler nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bu doğum yöntemini öneriyor. Sezaryen ile gerçekleştirilen doğumun zararlarının olup olmadığına ya da bu doğumun gebeliğin kaçıncı haftasında gerçekleştirildiğine değineceğiz. Ancak öncesinde nasıl yapıldığı konusunda daha detaylı bilgi aktaralım.

Sezaryen Doğum Nasıl Yapılır?

Bu doğum yönteminde öncelikle anne adayına anestezi uygulandığını ve bu nedenle anne adayının herhangi bir acı ya da sızı hissetmesinin mümkün olmadığını belirtmek gerekiyor. Anestezinin etkisini göstermesinin ardından sezaryen doğum işlemine başlanır. Karnın alt kısmına yatay bir kesi uygulanır ve hemen sonrasında rahme ulaşana dek dokulara kesi uygulanmaya devam edilir. Rahme ulaşıldığında ise bebek anne karnından çıkarılır, bebeğin göbek kordonu klemplenir. Göbek kordonunun kesilmesinin ardından halk arasında ‘bebeğin eşi’ olarak adlandırılan plasenta rahimden çıkarılır.

Sonrasında sezaryen doğum işlemine kesi uygulanan yerlere dikiş atılması ile devam edilir. Dikiş üzerine bandaj uygulaması yapılır ve böylelikle cerrahi müdahale de tamamlanmış olur. Bu doğumun süresi de anne adayları tarafından merak ediliyor. Sezaryenle doğumun süresinin her anne adayında aynı olmadığını belirtmek gerekiyor.

Ancak genel olarak fikir vermesi için işlemin 20 dakika ile 50 dakika arasında değişen bir sürede tamamlandığını söyleyebiliriz. Çoğul gebelikler söz konusu olduğunda ya da beklenmedik bir problem ile karşılaşılması halinde bu süre biraz daha uzayabilir. Doğum işlemini takiben 6 ile 8 saat sonrasında annenin yürümesi talep edilir.  Annenin yürümesinin talep edilmesi ise bağırsak hareketlerinin hızlanmasını sağlamak ve annenin gaz çıkarmasını kolaylaştırmaktır. Aynı zamanda kısa süreli bir yürüyüş kan pıhtısı oluşmasını da önler.

Sezaryen Doğum Kaçıncı Haftada Olur?

Anne adayları sıklıkla sezaryen doğum için gebeliğin kaçıncı haftasını beklemek gerektiğini de merak edebiliyor. Bu doğum için ideal süre 39 hafta 0 gündür. Ancak her zaman ideal süre içerisinde doğumun gerçekleşmesi mümkün olmayabiliyor. Tıbbi anlamda zorunlu bir durum olması halinde hamileliğin 37. haftasında da doğumun yapılabildiğini belirtelim.

Aynı zamanda vajinal doğum kararı alınmış olsa bile bebeğin pozisyonu gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak acil sezaryen kararı alınabiliyor. Bu nedenle hamileliğin 40. haftası içerisinde de sezaryen doğum yapılabiliyor. Dolayısıyla bu doğum yönteminin sadece gebeliğin belirli bir haftasında yapılması gerektiğinden söz edemeyiz. Elbette bebeğin anne karnında sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürebilmesi için acil durumlar dışında hamileliğin 39. haftasını beklemek gerekir.

Bilgin olsun –> https://www.saithalil.com/normal-dogum/

Sezaryen Doğum Zararları Var Mıdır?

Öncelikle sezaryen doğum işleminin cerrahi bir operasyon olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu nedenle her cerrahi operasyonda olduğu gibi söz konusu doğum yönteminde de bazı riskler mevcut. Elbette risklerin gerçekleşme olasılığı kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Bu doğum yönteminde anne adayına anestezi uygulanır ve anestezi de bazı riskler içerir. Bu riskler arasında en önemli olanı vücudun alerjik reaksiyon göstermesidir. Bununla birlikte riskler arasında distres sendromunun da olduğunu belirtmek gerekiyor.

Vajinal doğum tercih edildiğinde bebeğin akciğerlerindeki sıvı dışarı atılıyor. Ancak sezaryenle doğumda düşük bir ihtimal de olsa bu sıvının tutulması söz konusu olabilir ve bu da distres sendromunu beraberinde getirebilir. Sezaryen konusunda dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri de doğum planlamasının doğru şekilde yapılmasıdır. İşte bu nedenle söz konusu sezaryen olduğunda mutlaka deneyimli bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının tercih edilmesi gerekiyor. Böylelikle risklerin çok daha düşük seviyeye çekilmesi mümkün olabiliyor.

Sezaryen Sırasında Neler Olur?

İlk defa sezaryen doğum yapacak olan anne adayları tüm detayları bilmek isteyebiliyor. Öncelikle bu doğumun anestezi altında gerçekleştirildiğini ve dolayısıyla anne adayının acı ya da ağrı hissetmediğini hatırlatalım. Doğuma başlanmadan önce anne adayına damar yolu açılır. Çünkü operasyon esnasında ilaç kullanılması gerektiğinde ya da sıvı ihtiyacı olduğunda damar yolu aracılığı ile vücuda gönderilir.

Bununla birlikte işlemden önce anne adayına sonda takılması da gerekebilir. Operasyona başlanmadan önce karın bölgesi ile alt kısmı dezenfekte ediliyor ve bu yolla enfeksiyon riski de azaltılmış oluyor. Anne adayının tansiyonunun ölçülmesi gibi çeşitli kontroller de gerçekleştirilebilir. Doktorunuz operasyona dair bu ve benzeri bilgileri sizinle paylaşacaktır.

Sezaryen Ne Zaman Gerekli Olur?

Sadece anne adayından kaynaklı olarak değil bebekten kaynaklı olarak da sezaryen doğum ihtiyacı doğabiliyor. Kimi zaman plasentadan kaynaklı olarak da bu doğum yönteminin tercih edildiğini söyleyebiliriz. Vajinal doğumun herhangi bir nedenle yapılamaması halinde ikinci seçenek olan bu doğum yöntemi devreye giriyor. Doğumun çok uzun sürmesi halinde de sezaryene ihtiyaç duyulduğunu belirtebiliriz. Bazen doğum sırasında fetal distres tespit ediliyor ve bu da normal doğumu zorunlu kılabiliyor. Bebek doğum kanalına girdiğinde başının önde olması gerekiyor.

Farklı bir pozisyonda olması da sezaryeni gerektiren durumlar arasında bulunuyor. Bebeğin 4 kg üzerinde olması da çeşitli komplikasyonların gelişme riskini artırır. Zira bu nedenle de sezaryen kararının alınabildiğini belirtmemiz gerekiyor.

Plasentanın bebeğin çıkış yolunu kapatması durumunda vajinal doğum yapılamıyor. Bebeğin bu durumdan zarar görmemesi için doğumun operasyon ile gerçekleştirilmesi gerekir. Plasenta dekolmanı yani plasentanın doğumdan önce ayrılması gibi durumların da bu listede yer aldığını belirtmek gerekir.

Anne adayının daha önce miyom ameliyatı gibi rahimle ilgili ameliyat geçirmiş olması durumunda normal doğumun sakıncaları devreye giriyor. Bu durumda kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından sezaryenle doğum önerilebilir. Elbette anne adayının kalça kemiklerinin vajinal doğuma uygun olmayacak kadar dar olması gibi bazı yapısal nedenlere de değinmek gerekiyor. Pelvik kemik kırıklarına bağlı olarak deforme, doğumsal kaçla çıkığının olması gibi sorunlar zorunlu olarak sezaryenin tercih edilmesi için yeterli nedenlerdir.

Diğer makalemiz –> https://www.saithalil.com/gebelik-testi/

Sezaryen Sonrası Dikişler

Halk arasında sanıldığı gibi sezaryen doğum sonrasında dikişlerin iyileşme süresi çok fazla değildir. Genellikle operasyonun üzerinden 48 saat geçtiğinde iyileşme büyük oranda tamamlanmış olur. Kimi zaman bu süre 3 günü de bulabiliyor. Önemli olan dikişlerin açılmaması için bu süreçte vücudu zorlayan hareketlerden kaçınmaktır. İlk günlerde dikiş yerlerinde hafif ödem ve kızarıklık olabilir.

Bu durum normaldir ancak aradan uzun süre geçmiş olmasına karşın kızarıklığın geçmemesi, şişliğin artması, dikiş yerlerinden kötü kokulu akıntı gelmesi gibi durumlarda enfeksiyon riskini göz önünde bulundurarak derhal doktorunuza bilgi vermelisiniz.

Sezaryen Sonrası İyileşme Süreci

Vajinal doğumda anne daha kısa sürede ayağa kalkabilir ve bebeği ile ilgilenebilir. Ancak sezaryen doğum yapıldığında bu süre biraz daha uzayabiliyor. 3 gün sonrasında anne ayakta duş alabilir. Dikiş yerlerinde birkaç gün boyunca hafif kaşıntı olabilir. İyileşme sürecinin çok uzun sürmediğini ve anne için zorlayıcı olmadığını da belirtmekte fayda var. Önemli olan bu süreçte doktorun önerilerini ve uyarılarını ciddiye almaktır. Bu sayede iyileşme de sorunsuz şekilde tamamlanır. Konuya dair sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

İlginizi çekebilir –> https://www.saithalil.com/nst-non-stress-test/